ihya.org

mimar

Anıtkabir'in Mimarları

1. Emin Onat (1908-1961)

İstanbul'da doğdu, Beyazıd Nümune Mektebi ve Vefa Sultanisi'nde okudu. 1926'da Yüksek Mühendis Mektebi'ne girdi. Üçüncü sınıftan sonra tahsilini tamamlamak ve dönüşünde kendi okulunda öğretim üyesi olmak üzere seçilerek Zürih Yüksek Teknik Okulu'na gönderildi. 1934 yılında Mimarlık Bölümü'nden birincilikle mezun oldu. 1935'te Yüksek Mühendis Okulu Mimari Bölümü'nde Doçent ve 1938' de de Profesör oldu. 1942'de Uluslararası Anıtkabir Proje Yarışması'nda birinci seçildi. 28 Mayıs 1943'te Ordinaryüs Profesör oldu. 1946'da İngiliz Mimarları Kraliyet Enstitüsü fahri üyesi seçildi. 1938'den itibaren Mimarlık Şubesi Şefi olarak Teknik Üniversite'nin kuruluşuna kadar çalıştı. 1944'te Teknik Üniversite kurulunca Mimarlık Fakültesi'nin ilk dekanı seçildi. İki devre dekanlık ve 1951-1953 yılları arasında da rektörlük hizmetlerinde bulundu. 27 Haziran 1951'de fakültenin gelişmesinde gösterdiği büyük hizmetlerden dolayı Profesörler Kurulu tarafından, rektörlük dönemindeki başarılarından dolayı da Senato tarafından çeşitli takdirnamelerle ödüllendirildi.

Mimar Sinan'ın Hayatı

Türk, mimar. Dünyanın en büyük yapı sanatçılarından biridir. Kayseri'nin Ağırnas köyünde doğdu, 17 Temmuz 1588'de İstanbul'da öldü. Doğum tarihi kesin değildir. Ailesine ve yaşamına ilişkin kimi zaman yetersiz ve çelişkili bilgiler, çağdaşı Sâi Mustafa Çelebi'nin onun ağzından yazdıklarına, mimarbaşı olduğu dönemden kalan yazışmalara, kendi vakfiyesine ve yazarı bilinmeyen belge ve kitaplara dayanmaktadır. Kaynaklara göre Sinan, I. Selim (Yavuz) padişah olduktan sonra başlatılan ve Rumeli'de olduğu gibi Anadolu'dan da asker devşirmeyi öngören yeni bir uygulama uyarınca 1512'de devşirilerek İstanbul'a getirildi. Orduya asker yetiştiren Acemi Oğlanlar Ocağı'na verildi, 1514'te Çaldıran Savaşı'nda 1516-1520 arasında da Mısır seferlerinde bulundu. İstanbul'a dönünce Yeniçeri Ocağı'na alındı.

Mimar Kasım Ağa

Koca Kasım Ağa, 16. yüzyıl sonunda ve 17. yüzyılda hizmet vermiş Osmanlı mimarıdır. İstanbul'a devşirme olarak geldi. Mimarlığı muhtemelen Davud Ağa'dan öğrendi. Adı ilk olarak 1597 yılında Dikilitaş yakınındaki Validesultan hamamının onarımı sırasında duyuldu. 1622 yılında Mimarbaşı Hasan Ağa'nın ölümünden sonra baş mimarlığa getirildi.

Eserleri

1639'da Üsküdar sarayında Baltacılar koğuşunu onardı. Altı ay süren bir çalışmadan sonra Topkapı Sarayı'nda Sepetçiler Kasrı'nı yeniden yaptı. 1598'de Mimar Davud Ağa'nın planı ile başlanan ve dört mimar tarafından tamamlanan Yeni Cami'nin yapımına yardımcı oldu. 1644'de memleketi Arnavut Belgradı'nda bir çeşme yaptırdı.

Mimar Davud Ağa

Mimar Davud Ağa (? - 1599), Mimar Sinan'ın kalfalarından olup, Sinan'ın vefatından sonra Osmanlı Devleti'nin baş mimarlığına getirilmiştir.

Hasbahçe'de yetişip Kağıthane suyolu nazırlığından başmimarlığa yükselen Davud Ağa, 1570'li yıllarda Mimar Sinan'ın kalfasıydı. Büyük selin İstanbul'u tahrip etmesinden sonra yıkılan köprü ve kemerleri onardı. Selimiye Camii, Valide Camii inşasında çalıştı. 1585'de Fatih'te Mehmed Ağa Camii'ni inşa etti. 1588'de Sinan'ın ölümüyle boşalan baş mimarlığa getirildi.

Fatih'deki Nişancı Boyalı Mehmed Paşa Camii'ni tamamladı, İncili Köşk ve Sepetçiler Köşkü'nün inşasında bulundu, Topkapı Ahmed Paşa Camii inşasına katıldı, Takyeci Camii ile Cerrah Mehmed Paşa Camii'ni inşa etti. 1595'te III. Murat'ın Ayasofya'daki türbesini yaptı. 1599'da vebadan vefatından bir ay önce Yeni Camii'nin temelini attı, inşasına başladı.

Mimar Mehmed Tahir Ağa

Mimar Mehmed Tahir Ağa (18. yy) Mimarbaşı

"Doğum ve ölüm tarihleri" bilinmemektedir. I. Mahmud devrinde daha 12 yaşındayken babası ile birlikte Rusya ve Avusturya seferlerine katıldı. Haziran 1760'ta Hacı Ahmed Ağa'nın vekili olarak mimarbaşılık görevinde bulunan Mehmed Tahir Ağa, 1761 bağlarında bu göreve tayin edildi. Mayıs 1768'de görevden ayrılan Mehmed Tahir Ağa'nın yerine Abdi Ağa getirildi. Mart 1770'te ikinci kez mimar başı olarak tayin edilen Mehmed Tahir Ağa, 1775'e kadar bu görevini sürdürdü ve bu tarihte yerine Hafız İbrahim Ağa atandı. 1777'de üçüncü kez göreve getirilen Mehmed Tahir Ağa bu sefer 5 Ağustos 1784'e kadar bu görevim devam ettirdi ve yerine tekrar Hafız İbrahim Ağa tayın edildi. Görevden ayrıldıktan sonra Nisan 1788'de I. Abdülhamid devrinde Avusturya seferi sırasında Fethül İslam civarında bir köprünün nazırlığını yürüttü, çevredeki diğer köprülerin de bakımı ve yeniden yapımı için gerekli çalışmalarda bulundu.

Mimar Hayreddin

Mimar Hayreddin 15. yüzyıl sonları ile 16. yüzyıl başlarında yaşayan, II. Bayezid devrinde önemli binalar inşa eden Osmanlı mimarı.

Kaynaklarda baba adının Mimar Murad olduğu kaydedilmektedir. Fakat bu Mimar Murad'ın Fatih ve II.Bayezid devrinde bir hayli adı duyulan ve II. Bayezid'in Geyve'deki köprünün mimarı olan Abdullah oğlu Mimar Murad Halife olup-olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Mimar Hayreddin'in doğum yeri ve yılı ve vefatının tarihi de belli değildir. Hayatı hakkında da bilgimiz çok azdır.Ancak birçok mimarlara göre tarihi bir şahsiyet olduğu muhakkaktır. İstanbul'daki II. Bayezid Külliyesinin ve kendisine izafe edilen bazı binaların mimarı olduğu hakkında yaygın bir kanaat mevcutsa da, bu iddiaları ne te'yid ve ne de reddetmek mümkün değildir.

Mimar Sedefkar Mehmet Ağa

Sedefkar Mehmed Ağa Sultanahmet Camii'sinin mimarı. Kanuni Sultan Süleyman’ın saltanatının son senelerinde, Rumeli’nden devşirilerek İstanbul’a getirildi. Beş sene Acemi Ocağında kaldıktan sonra, Kanuni Sultan Süleyman Türbesi bahçe bekçiliği vazifesi verildi. Bu vazifesi esnasında mühendis mektebi talebelerinin derslerini dikkatle takip etmesi, hocaların gözünden kaçmadı. İmtihana tabi tutularak derslere devamı uygun görüldü. Üstün kabiliyeti sayesinde kısa zamanda talebeler arasında kendini gösterdi. 1570'den 1589'a kadar Mimar Sinan'nın öğrencisi oldu. Muhzırbaşı oldu. Mimar Sinan'ın ölümünün ardından Mimar Davut Ağa'dan, sonra da Dalgıç Ahmed Ağa'dan ilim öğrendi. Burada yirmi sene Mimar Sinan, Mimar Davud, Mimar Dalgıç Ahmed Ağalardan mimarlık ve sedefkarlık dersleri aldı. Sedef işlerindeki fevkalade mahareti sedefkarlık halifesi olmasına sebep oldu. Mimar Sinan’ın tavsiyesiyle Sultan Üçüncü Murad’a sedef işlemeli bir rahle hediye ederek, padişahın takdirini kazandı. Kendisine Topkapı Sarayı Kapıcılığı verildi. Bu vazifeyle beraber derslere de devam ederdi.

Mimar Sinan

Mimar Sinan veya Koca Mîmâr Sinân Ağa ( Sinaneddin Yusuf - Abdulmennan oğlu Sinan) Osmanlı mimarıdır.

Sinaneddin Yusuf , Kayseri'nin Agrianos (bugün Ağırnas) köyünde hristiyan ( Ermeni veya Rum olarak doğmuştur. 1511'de Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul'a gelmiş yeniçeri ocağına alınmıştır.

"""Bu değersiz kul , Sultan Selim Hanın saltanat bahçesinin devşirmesi olup , Kayseri sancağından oğlan devşirilmesine ilk defa o zaman başlanmıştı. Acemi oğlanlar arasından sağlam karakterlilere uygulanan kurallara bağlı olarak kendi isteğimle dülgerliğe seçildim. Ustamın eli altında , tıpkı bir pergel gibi ayağım sabit olarak merkez ve çevreyi gözledim. Sonunda yine tıpkı bir pergel gibi yay çizerek , görgümü artırmak için diyarlar gezmeye istek duydum.

Bir zaman padişah hizmetinde Arap ve Acem ülkelerinde gezip tozdum. Her saray kubbesinin tepesinden ve her harabe köşesinden bir şeyler kaparak bilgi, görgümü artırdım. İstanbula dönerek zamanın ileri gelenlerinin hizmetinde çalıştım ve yeniçeri olarak kapıya çıktım """
Tezkiretü'l Bünyan ve Tezkiretü'l Ebniye [13]

Top